1856'da Avustralya'nin Melbourne kentinde günde 8 saatlik iş günü için inşaat ve taş işçileri tarafından Melbourne Üniversitesinden Parlamento Evine kadar bir yürüyüş düzenlendi. 1 Mayıs 1886'da ise Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 8 saat çalışma talebiyle işi bıraktılar. Türkiye’de ise ilk kez 1911 yılında Selanik'te tütün ve pamuk işçileri tarafından kutlanan 1 Mayıs'ın 1912 yılında İstanbul'da ilk defa kutlaması gerçekleşti. 1 Mayıs o günden bugüne dünyada olduğu gibi ülkemizde de radikal direnişlere sahne oldu.
Chicago'da yapılan direnişe yarım milyon işçi katıldı, binlerce siyah ve beyaz işçi birlikte yürüdü. O hafta devam eden bu gösteriler 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı'na yol açtı. Haymarket Olayı, yani 4 Mayıs'ta Haymarket Alanında meydana gelen kanlı olay, Grev kırıcılarla grevcilerin karşı karşıya gelmesi sonucu 4 işçinin ölmesine, onlarca işçinin de yaralanmasına sebep oldu. Bu saldırıyı protesto etmek için düzenlenen mitingde atılan bomba sonucundaysa 7 polis öldü, 69'u yaralandı. Yüzlerce işçi asılsız ithamlarla tutuklandı. Tutuklanan işçilerden 8'i ise yargılanmak için seçildi: Louis Lingg, Oscar Neebe, George Engel, Adolp Fischer, Michael Schwab, Samuel J. Fielden, August Spies, Albert R. Parsons. Aralarından en gençleri olan Louis Lingg idamından bir gün önce intihar etti. 1889'da toplanan İkinci Enternasyonalde ise 1 Mayıs gününün tüm dünyada Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olarak kullanmasına karar verildi. Zamanla direnişler olumlu sonuç getirdi ve 8 saatlik iş günü birçok ülkede kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin direnişlerini yansıtan bayram niteliğini kazanmış oldu.
1 Mayıs'ın Türkiye'deki tarihçesine gelecek olursak dünyadakinden pek de farklı bir manzarayla karşılaşmış olmayız. Kronolojik olarak ilk kez 1911 yılında Selanik'te tütün ve pamuk işçileri tarafından kutlanan 1 Mayıs'ın 1912 yılında İstanbul'da ilk defa kutlaması gerçekleşti. 1923 yılında yasal olarak “işçi bayramı” ilan edildi. 1924 yılında hükumet tarafından kitlesel 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı. 1925'te çıkan Takrir-i Sükun Yasası, işçi bayramını kutlamayı yasakladı, bu yasak uzun süre devam etti.
1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa Taksim'de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde 1 Mayıs kutlamaları gerçekleşti. 1977 yılında yine Taksim Meydanı'nda en geniş kapsamlı 1 Mayıs toplantısı gerçekleşti ancak göstericilerin üzerine ateş açıldı ve tarihe kanlı 1 Mayıs olarak geçti. Askeri Darbe olarak yapıldığı Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından dönemin başbakanı Süleyman Demirel'e rapor edilince, Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun emekliye sevk edildi. Daha sonra ise 1978 yılında yüzbinlerce kişi tarafından Taksim Meydanı'nda kutlandı.
1979'da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul'da miting yapılmasına izin vermedi ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Buna rağmen yüzbinlerce kişi tarafından 1 Mayıs kutlandı. 1981 yılında Milli Güvenlik Konseyi tarafından resmi tatil olmaktan çıkarıldı. 1989'da trafik polisinin açtığı ateş sonucunda işçi Mehmet Akif Dalcı yaşamını yitirdi. 1996 yılında Kadıköy'de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına 150 bin civarı kişi katıldı ve burada da 3 kişi hayatını kaybetti...
Özetle bu şekilde bakılacak olursa, 1 Mayıs İşçi Bayramı geçtiğimiz 10 yıla kadar pek de bayram havasında geçmedi. 2009 Nisan'ında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilen önergeden sonra 1981'den sonra tekrar resmi bayram olarak kabul edildi.